Hz Zekeriya ‘nın Duası; Hz. Musa ile Hz. Harun’un babası olan İmran’ın hanımı hamile kalınca, “Rabbim! Karnımdakini sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et, şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilesin” (Al-i İmrân 3/35) diye dua eder, çocuğu doğunca “Meryem” adını verir. Meryem’in teyzesinin kocası ve İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden olan Hz Zekeriya (a.s.), Allah’ın emri ile Beyt-i Makdis’te çocuğun bakımını üstlenir. Hz Zekeriya, çocuğun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulur. “Meryem, bu sana nereden geldi?” diye sorar. Daha sonra babasız olarak Hz. İsa’yı dünyaya getirecek olan Meryem de “Bu, Allah katından” diye cevap verir. (bk. Âl-i İmrân, 3/35–37; Enbiya, 21/89)
Hz Zekeriya, burada Allah’a şöyle dua eder :Türkçe Okunuşu : “Rabbi heblî milledünke zürriyyeten tayyibeten inneke semî’uddü’âi.”
Anlamı : “Ey Rabbim! Bana katından temiz bir soy ihsan eyle, şüphesiz sen duayı işitensin!” (Âl-i İmrân, 3/38)
Hz Zekeriya ‘nın diğer bir duası da şöyledir.
Türkçe Okunuşu : “Rabbi lâ tezarnî ferden ve ente hayrulvârisîn”
Anlamı : “Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma (bana bir çocuk ver), Sen varislerin en hayırlısısın.” (Enbiyâ, 21/89)
Yüce Allah, Zekeriya (a.s.)’nın duasını kabul eder ve kendisine yaşlı olmasına rağmen Yahya’yı ihsan eder. (bk. Âl-i İmrân, 3/39–41; Enbiyâ, 21/90)
Hz. Zekeriya ‘nın Hayatı Kısaca ( Hayatı Hakkında Bilgi ) :
Soyu Hz. Süleyman’a dayanmaktadır. Beyt-ül Makdis’de hoca olarak çalışırken peygamberlik görevi gelmiştir. Hz. Zekeriya’nın eşi, Hz. Meryem’in teyzesi İşa’dır. Hz. Meryem, Beytül Makdis’de özel bir odada gece gündüz ibadet etmekle meşgul oluyordu. Odadan hiç çıkmaz, erkek yüzü görmezdi. Buna rağmen Allah’ın hikmetiyle ondan Hz. İsa dünyaya geldi.
Hz Zekeriya bu durumu Yahudiler’e anlatsa da onlar inanmadı. Babasız çocuk olması mümkün değildi. Oysa onlar da biliyordu ki Hz. Adem’in annesi de babası da yoktu. Buna rağmen Hz Zekeriya’ya inanmayarak onu öldürdüler. Bir rivayete göre Zekeriya, oğlu Hz. Yahya öldükten sonra ölmüştür.
Hz Zekeriya ‘nın Mucizeleri :1. Kalemleri, kendi kendine Tevrat’ı yazardı. Zekeriya (a.s.) Beyt-i Makdis’te mahiyetinde yetmiş kişi olduğu halde Tevrat yazarlardı. Yahudilerin biri gelip; “Hak peygamber olsaydın, elinde Tevrat yazmaya muhtaç olmazdın; sen de elinle yazıyorsun, emrindekilerle aranızda hiçbir fark görmüyorum.” diye konuştu. Hazret-i Zekeriya bu söze çok üzüldü ve meraklandı. Cebrâil (a.s.) gelip: “Ey Zekeriya, buradan kalkınız! Kaleminize emir ediniz, kendi kendine yazsın!” dedi. Hazret-i Zekeriya kalkıp, emir edince, kalem istenen şeyi yazmaya başladı. O saatte kalem on iki sure yazdı. Bu mucize ile birçok kimse iman etti.
2. Hazret-i Zekeriya (a.s.) hazret-i Meryem’i terbiyesi altına aldığı vakti, yazılması lazım gelen kefaletnameyi, kalemsiz, hokkasız yazmışlardır.
3. Kur’ân-ı kerimde bildirildiği gibi, Hazret-i Zekeriya (a.s.) ve Beyt-i Mukaddes hademe ve kayyimlerinden yirmi dokuz kişi arasında hazret-i Meryem’in kefaleti hakkında meydana çıkan ihtilaf üzerine herkes kendi kalemini Ürdün suyuna atmışlarken, yalnız Hz Zekeriya (a.s.)’nın kalemi suyun üzerinde dikilmiş kalmıştır.
4. Ağaçlar, Hazret-i Zekeriya (a.s.) konuşurlardı. Yahudilerden bir kısım kendisini şehit etmek üzere araştırırlarken, kendileri de onlardan kaçtığı vakit, bir ağaç; “Ey Allah’ın peygamberi, gel bende gizlen seni ben muhafaza ederim” diye dile gelmişti.
5. Hazret-i Zekeriya (a.s.) su üzerinde yürür ve mübarek ayakları ıslanmazdı. Kendisi için suda yürümekle, karada yürümek arasında fark yoktu.
6. Hazret-i Zekeriya (a.s.) ‘dan mucize istendiği vakitte, yakınlarındaki ağaçlara mübarek eliyle işaret etmiş, hemen ağaçlar, köklerinden kopup, önlerine gelip kalmışlardır.
Kuran-ı Kerîmin Âl-i İmrân, Meryem, Enbiyâ ve En’am surelerinde Hazret-i Zekeriya (a.s.)’la ilgili haberler verilmektedir.