Hz Şuaybin Duası : Şuayb (a.s.)’ın peygamber gönderildiği toplum (Medyen halkı; Şuayb peygamberin kavmi) fesada uğramış, sosyal düzeni bozulmuş, insan hakları ihlal edilir olmuştu; özellikle tartı ve ölçüde, alım ve satımda hile ve sahtekarlık doruk noktaya çıkmıştı. Allah’a ortaklar koşuyorlardı, çoğu mütekebbir insanlardı; özellikle ileri gelenleri, toplumun azgınları Peygamberin davetine icabet etmediler, peygamberi yalanladılar, yalanlamakla kalmadılar, peygamberi ve iman edenleri, kendi putperest dinlerine dönmedikleri takdirde taşlayacaklarını ve ülkelerinden çıkaracaklarını söylediler. İşte böyle bir ortamda kavminin hidayete yanaşmadığını anlayan Şuayb (a.s.); kavminin teklifini kabul etmedi, Allah’a güvendiğini ve O’na yöneldiğini, başarısının ancak Allah’ın yardımı ile mümkün olduğunu bildirdi, yüce Allah’a yalvardı, kavminin azgınlarını cezalandırması için dua etti, Allah da peygamberinin duasını kabul etti ve Medyen halkını korkunç bir gürültü ve deprem ile helâk etti. (A’râf, 7/85–93; Hûd, 11/84–95)
Hz Şuaybin Duası Arapça Okunuşu (A’râf, 7/89) :
Hz Şuaybin Duası Türkçe Okunuşu: “Rabbeneftah beynenâ ve beyne kavminâ bil-hakkı ve ente hayrul-fâtihîn.”
Anlamı: “Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.”
Hz Şuaybin Duası Arapça Okunuşu (Hûd, 11/88) :
Hz Şuaybin Duası Türkçe Okunuşu: “Vemâ tevfîkî illâ billâhi ‘aleyhi tevek-keltü ve ileyhi ünîb.”
Anlamı: “Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben yalnızca O’na dayandım ve ancak O’na döneceğim.”
Şuayb Peygamberin Hayatı Kısaca : Hz. Şuayb, Eyüp (a.s)’den sonra gönderilen peygamberdir. Soyunun Hz. İbrahim (a.s)’e dayandığı rivayet edilen peygamber, Arabistan yarımadasının hicaz bölgesinde yaşamıştır. Medyen ve Eyke kavmine gönderilen Şuayb (a.s), Musa (a.s)’ın kayınpederidir. Kavmini Allah’ın varlığına ve birliğine davet eden peygamberin kavmi de yine putperestlikte sınır tanımayan bir kavimdi. Yol üstünde durup, yabancı insanların yolunu değiştirme, tartıda hile yapma gibi kötü özellikleri barındıran kavme peygamber olarak gönderilen Şuayb (a.s), kavminin bu sapkınlıklarından dönmeleri için tavsiyelerde bulunmuştur. Salih (a.s)’in soyuna dayanan bir soydan geldiği rivayet edildiği gibi Lût (a.s)’un kızının torunu olduğu da bildirilen haberler arasında yer almaktadır.
Eyke kavminin sapkınlığından dönmeleri için dua eden Şuayb (a.s)’ın nasihatlerine kulak asılmamasından sonra “Yâ Rabbî! Bizimle kavmimiz arasında hak ile hüküm ver. Sen hükmedicilerin hayırlısısın.” Şeklinde dua eden peygamberin duasına icabet edilmiş ve kavmi bir zelzele ile helak olmuştur. Bu helak olma olayından sonra kendisine iman edenlerle birlik Medyen tarafına hicret eden Şuayb (a.s) daha sonra Musa (a.s)’nın hayatında da zikredilmiştir.
Şuayb Peygamberin Mucizeleri :
1. Hz Şuaybin duası bereketiyle, koyunlardan doğmuş siyah kuzuların hepsi beyaz olmuştur.
2. Hz Şuaybin duası bereketiyle taşlar toprak olmuştu. Şöyle ki: Medyen kasabası dağlık, taşlık bir yer olduğundan: “Hak peygamber iseniz, dua ediniz, şu dağlar, taşlar kalkıp, yerimiz geniş olsun.” diye teklif etmişlerdi. Şuayb aleyhisselam dua edince, cenâb-ı Hak duasını kabul edip, elini o dağ ve taşlar üzerine koy, diye emreyledi. Elini koyunca hepsi toprak oluverdi.
3. Hz Şuaybin duası bereketiyle Medyen’de bâzı taşlar koyun olmuştur. Şöyle ki, kendilerinin hiç koyunu olmadığı için kavmi, bizim koyunlarımızı elimizden almak için Şuayb buraya gelmiştir diye söz etmişlerdi. Hazret-i Şuayb bunu işitince, çok üzülüp, kendinin de koyunu olması için cenâb-ı Hakka dua eyledi. Cenâb-ı Hak, duasını kabul edip, orada bulunan taşlara eliyle işâret etmesini emreyledi. Hazret-i Şuayb işaret ettiği anda o taşlar koyun oluverdi. Bu sûretle koyunları kavminin koyunundan birkaç misli fazla oldu. O koyunları sekiz, yâhut on sene hazret-i Musa’ya güttürüp, kızını da ona verdiği meşhurdur.
4. Hz. Şuayb, bir yerin taşları etrâfında dönünce, o taşlar hemen bakır olup, ahâli bununla pek zengin olmuştur.
5. Hz. Şuaybin duası bereketiyle kum tepeleri yerinden kalkmıştır.
6. Hz Şuaybin, bir dağa çıkmak istediği zaman, dağ adeta devenin oturup kalktığı gibi, Şuayb (a.s.) çıkıncaya kadar küçülür, çıktıktan sonra evvelki hâli gibi büyük bir dağ olurdu.